KÜRTLER ve SAVAŞ
Yayla Kürlerin hem Devleti hede Cümhurritidir onları Bundan koparacak hiç bir güç yoktur .
Eski Tarihte Kürtler şüpesiz sümerlerden başlıyarak mezepotanyanın her çağında savaşları olduğunu kesince ne zaman kimlerle savaştıklarını bilmesemde bazı araştırmacılar kanıtlar öne sürerek Kürtleri Kasitler , Kimmerler , Huriler ,Gutilere bağlarlar kürtlerin eski medeniyetleri olduğunu kabul ederler , olabilirde olmuya bilirde çünkü sözü edilen bölge bir çok halkın varlığını arkologlar dile getiriyorlar .
Fakat Kürtler o bölgenin en eski bir halkı olduğu kesindir , o halde bölge tarihininde de miras sahibidir , tartışmaları noktalayan en kesin belgelerden biri ONBİNLERİN DÖNÜŞÜ tarih yazarı Ksenofon kayıtlarında savaşcı kürtlerden bahsederken kürtlerin üç kişi ile kulanılan kalkan delen oklarını çok enteresan bulduğunu o güne kadar Helen boylarında o biçimde ok atan yayın olmadığını kendilerini kürtlerin kalkan delici oklarından zor kurtardıkları anlatır.
Her milletin Tarihinde savaşlar oduğu gibi Kürt Tarihinde de savaşların ayrı bir konumu vardır , Kürtler hernekadar üstün cesaretli karekterleri ile savaşkan bir millet isede yaptıkları çoğu savaşlar yakın çağdakinler egemenliği altındaki Devletlere askeri hizmet görevleri veya seferberlik gibi biyük bir durum olunca , zorunlu veya gönüllü katılıp en önde savaşmaklada kendilerine şeref , onur saymışlar .
Savaşlar kültürümüzde çok önemli yeri ola gelmiş , elbette sebepsiz değildir bu savaşlar , Ben kültürel hayatımızda ve sosyal yaşantımızda savaşların ne biçim bizi şekillendirdiğini ne gibi insan tipleri ve edebiyatımıza neler verdiklerini yazarken tek amacım Kürtlerin sosyo psikolojik hayatlarına ışık tutup onları daha iyi tanımak daha iyi alamak vede anlatmak içindir .
Kürtlerin kültürlerindeki savaşların çok eskiden günümüze kadar gah egemen Devlerler safında gah kendi içlerinden çıkıpta gelişi o milletin yeni neslini adeta şekillendirip biçimlendirmiştir , türkülerinde , folklöründe , hikaye ve masallarında mutlaka savaş temaları vardır.
Osmanlı döneminde Yemen savaşı sonrası daha düne kadar Muşlu kadınların başında Yemen karası yas senboli bağlıydı ve muş türküsünün şu veya bu nedenlede olsa o türküde ve kültürde Kürtlerde vardır mesajını anlamak zor değil , Kürtler yine milli mücadele yıllarında kendi şehirlerine ünvanlar verilerek sevindirilirken verilen sanlarla Gazi antap , Kahraman maraş , Şanlı urfa gibi niceleriyle edebiyatlarımızda o doğrultuda seyretti .
Kıbrıs barış hareketi diye Türkiye tarihine geçen Kıbrıs çıkartmasıda askeriyeden özenle kürt askerleri seçilip kıbrısa göderilince kimileri bu bir yalan demişsede sonraları kıbrısta Türk ordusunun girdiği yerlerdeki bina duvarlarındaki kurşunla atılan imzalar olayı doğrular nitelikteydi , diye övünc kaynağı yapılınca ortaya çıktı .
Askerdeki kürt askerler kendi vileyetlerinin adını kurşunla Van , Muş , Kars yazmışlar yani imzalamışlar , uzun isimli vilayeti olanlarda kurşunla duvara yazmak zor olduğu için kendi yöresel isimlerini kimi Memo Heso Elo İse Bıro Ede hatta sevgilisine armağan için Dılo bile kurşunla yazıldığını anlatılırken bu insanların orada savaşan kürtler olduğuda böylece anlatılmış vede anlamış olunuyoruz .
Fakat Kürtler en çok kendi yörelerinde savaş halinde oldukları için kimi geçim kaynağı kaçakcılık , kimi sınırların getirmiş olduğu kesavet , eski kürtlük bağlarının koparılmışlığın sebepleri veya kendi yayla sorunları veya hayvavcılıkta korunma maksadı ile silah ihtiyacı hep hissedilen bir şey olmuş , silah bulundurmak kürtlerde adeta okul envanteriymiş gibi hayatı onunla öğreniyorlar .
Kürtlerde Devlet anlayışı yok denemez veya bu insanlar Devlet kültürünü bilmiyorda diyemyiz , çünkü Devlet demek bir toplumun ortak uzlaşılmış düsturların örgütsel ismidir , o halde bakmalıyız ortak uzlaşımlı düsturlara sahpmidir kürtler , Kürtler düstur dediğimiz yani Yasa , Hukukla bir yaşam anlayışı varmı ? hiç olmuşmu ? bu milletin böyle bir öz geçmişi varsa nasıldır ? bilmeliz .
Kürtler demiş idik , ki bellidir savaşcı karekterleri bölgesindeki her halktan daha belirgindir , işte bu gerçekçilikleri yanlız başka halkların yanında onlar için savaşmamışlar bilākis kendi aralarında da çok çetin savaşlar olmuş , bu savaşların hepsi kürlerin kendi aşieret yasaları ile ya başlamış veya son verilmiştir .
Aşiret yasaları her kürt için bir yaşam tarzıdır , Aşiretteki yaşlıdan tutun taki en küçüğüne kadar hepsi uzlaşılmış benimsenmiş belli , sarih dürturlarla hayatlarını idâme ederler , belki modern toplumlarınki gibi değildir yasaları , olmasınada zaten onların bir ihtiyacı yoktu görümüşte , nedeni ise onlar kendi yaşantılarını idame etireçek kadar yasaları vardı onlar yaşan biçimlerinde adaletsizlik olmaması için yasal her türlü önlemi kendi içlerinde bulndurup barınmasını sağlanmış anlayışı içindeydiler .
Günümüzde bile kısmen bu durum hala sürüyor , Yazın yayla zamanı aşiret tümüyle aşiretin kendi düsturları hakimiyetinde olmak zorunluluğunu şattı , yasaları yaşatır durumda oluşları net idi , zaten aranılan şey huzur değilmi ? o halde aşirette onu sağlıyaçak kurallar vardı , demek oluyorki kürtler Devleti var kılan şeylerin benzerleri ile yabancı değildirler .Örnek ; eger iki aşiret veya aşiret kendi içinde savaş halindeyse hiç bir savaşcı yerleşim alanı içine kurşun sıkamaz bu kesin bir yasadır eve , çadıra kurşun sıkan her kimse onun cezası bellidir herkes bu cezadan haberi vardır , cezası ise ölümdür .
Neden bu ceza bukadar sert ve açımasız olduğunuda tanımalıyız ; ev ve çadırlar çocukların , kadınların yani savaşa katılmayanların veya olası bir misafirinde o an orda olma ihtimali olacağı için bu insamlara geleçek zarar kutsal şeye gelen zararla eş anlamlı olduğu için af edilmez başka bir değişle savaş suçudur .
Sözü edilen savaş suçunu kim işlemiş ise hiç bir aşiret o suçluyu barındırmaz ,konukluğa devet etmez , şayet suçlu firarda ise onu kim gördüğü yerde öldürürse onu öldüren taçlandırırlar , bu kural tüm kürt aşiretlrinin temel düsturudur , en ilginç yanı saldırıya maruz kalmayan taraflarca yapılan infaz oluşudur.Belki çağa uygun bir tutum değil çok acımasız bir yöntemdir , eski kafa veya orta çağ zihniyetidir de denilebilinir , ancak bu anlayışlı insanların gerçek bir yönü var ona dikkat etmeli onu öne çıkarmalı oda şudur , Kürtlerin varlığını onların sosyal hayatlarını tümden garanti eden modern yasalar olmasına imkan verilirse vede kendi buyruklarıyla baş başa bırakılırsa o zaman kürtler tıpkı aşiret yasalarına gösterdikleri bağlılığını modern yasalarada gösterebilirler .
Başka bir değişle onlar kendi yaşamlarını bugünün şartlarına dünya koşullarına uyum sergiliyen yasalarını kendi bölgesel konumlarına göre düzenlemekten aciz insanlar değildirler, Kürtlerde yasama , yürütme hayatı yasal idameli olmasını bugün değil bilakis öteden beri kendi özlemlerinde yaşatırlar .
Düsturlu hayat başka bir adı yasal , kanun ile yaşamın olmazsa olmaz anlayışı çok güçlüdür o inanlarda , Sorun ; var olmaya çıkarılan engellerdir , varlığını idame ettirme sorunudur , kürtler kadar yasal , düsturlu yaşamı hiç bir Dünya milleti o denli ahenkli ,bağlı ve saygılı bir tutumla günümüze kadar kendi düsturlarıyla gelmiş olanlar yoktur , kürtlerde yasa sevgisi vadır , toplunsal anlayış güçlüdür , namus şerefleri kadar kanunları gözeten insanlardır .
Savaş suçlusuna gösterilen öfke onların nekadar toplumsal anlayışlı , insan sevgisiyle dolu olduklarını kanıtlar , kürtler kendi aşiret yasaları ile dağlarda adeta sıkıştırılmış , tecrit edilmiş olduğu için o orta çağ yasaları ile görünüyor , önlerini açmadılar , kendilerine uygun vede çağımıza yaraşır yasaları oluşturmaya imkan tanınmamış oluşu orta yerdeyken o insanlara değil onları o konumda tutanları orta çağ zihniyetli tanımı yapılsa aceba yanlışmı olur ?
Gönümüz Dünyasında savaş suçlusuna çok benzerliği olan bu kürt yasaları daha ne BM ler nede İnsan hakları gibi kurumların düşünürlerini hayatta değilken savaş suçu yasaları Kürtlerde vardı ve halada onların yaşamlarında bulunuyor , Kürtler yasal insanlardır kanun ve nizamı seven toplumsal anlayışı namus vede şerefleri gibi korumasını bilen insanlardır , yaslara gelebileçek en ufak bir zarara karşı suskun değildir.
Kürtlerin kendi içlerindeki savaşların çoğu aşiret yasaları çiğnenince vuku bulduğu bir gerçektir , yasa yani düstur anlayışı korunduğu için bugün Kürt dili asimileden en çok korunan yerler arasındadır aşiretler , Kürt lisanı için tek baş vurulacak en temiz kaynak yine aşiretlerdir , yani aşiretsel yapı korunmasaydı bu güne Kürt dilide gelemezdi onların lisanıyla müşerref olmazdık dersem abartmamış olurum .
Kürtlerde kadına verilen değerler için çok şeyler yazılmalı , bir örnek daha ; Kürtler kendi bölgelrinde çeşitli entrikalrın kurbanı edilmişler bu entrikalar sonuçunda bir birleri ile çatışmaları sağlanmış ,bunları eniyi kanılıyan 1979 da İran İslam devrimi sonrasında şahın yani SAVAK ın gizli arşivlerini devrimin sesi ve Cumhuri İslan gazetesindeki deşifreleri sonucunda alenen bilindi .
Onları yazmıyorun ben Kürtlerin yasal sevdalı insanlarmı değilmi onun izahındayım . evet çok açımasız kürtler kendi içinde çatışırken bir kadın kendi baş bağını çatışanlar arasına atıp durun derse o kadına hurmet göstermekte zorunluluğuda bir düsturdur , aksi halde namusa saygısızlıkla suçlanıp ağır bedeller ödemek zorunda kalır hurmet götermiyen veya göstermiyenler .
Yasalara saygılarını tanıtmaya devamla , eger kürtler kendi aralarıda çatışırken biri çatışmadan vaz geçip çatışma ortamından ayrılıp evine veya çadırına girerse artık o selāmette sayılır çünkü meskenine girmiş meskende hiç bir gerekce haklı göterilip ihlal edilemez , konuta ne kurşun nede benzer şeyler atmakta savaş suçudur , cezası ise kesin kes ölümdür ,Birde Çatışan her iki tarafın arasına bir kadın girip Başındaki şer bu bir türlü baş örtüsüdür bu örtüsünü çıkarıp çatışaların arasına atarsa çatışma sona erer bu Aşiret yasasıdır çiğnenemez .
Görüldüğü gibi onlarda bir yasal , kanun anlayışı var , dediğim gibi orta çağ kanunu olabilir , çok geri ve çağdışıda olabilir ama o insanşarda düsturla, kanunla yaşama hayatı idame ettirme geleneği var , çağa uygun yasalarını yapacak ortam bulamamışlarki o orta çağ anlayışından çıkıp çağımız dünyasına ayak uyduracak nizamlarını hayata geçirsinler .
Bir millette savaş suçu anlayışı ve savaşın hangi hallerde suç teşkşil ettiğini bilme zihniyeti varsa veya öteden beri kendi koşullarına uygun düstuları ile bu geleneği hiç çiğnetmeden getirmiş ise taktire ve yüceletmeye değmezmi ? Bir misafir çatışanlar arsına girip dur derse o çatışma mutlak durur , Ben bir kaç kez böyle çatışmaların durmasını sağladım , bana değil benim misafir oluşumun hurmetine dediklerimi yaptılar .
Medeniyetin ölçüsü İnsan değildir , İNSANLIKTIR kürtlerde biri bir kürdün evene gidip haklı gerekçelerle bir kusur varsa o kürdü evinde en sert eleştiride ve tenkidtlerde bulunabir , sizi misafirliğin hurmetie bağlar hurmet ve ikramını yinede sürdürür fakat aynı tutumu çarşı , pazar başka ortamda yaparsanız ona tahammül etmez sizede benzer tenkitler veta sertleşmeleri gösterir , burada kıssadan hisse var neden evinde hurmetle karşılıyor aynı tutumu , dışarda karşılamıyor? Çünkü ; Misafir ve Melek kürtlerde aynı saygı derecesinde tutulur .
Görüldüğü gibi Kürtler medeni İnsanlardır , Misafire , Savaş suçuna gösterilen hassasiyeti ben şahsen bugüne kadar hiç bir millette görmedim , göçebelerle bulduğunda bana en güzel yatacakları ve en hoş yitecekleri verdiler , bunu bir onur sayıyorlardı , kendi himayesinde olanlara gösterdikleri güven verici durunları ben onlardan biri olduğun için değil bazı kaçaklar Dağda lokanta vesayre olmadığı için onlara sığınmak zordayken bunları gördüm .Ben çok çetin koşullar altında aşiret hayatını bire bir yaşarken asıl kürtçenin katışıksız lisanını tespit çalışmalarımda nice canlı tarihlerle tanıştım , bana kendilerinden biri olduğum için bazı sırlarını söylemekten çekinmediler , ançak başkalrı bilmemek kaydı ile ve yeminleştikten sonra anlattılar , anlatanlarda ağrı celali isyanında çocuk yaşta denilebilinecek kadar küçük olanlar bana yıl 1979 da anlattılar.
O yıllarda İranda Şahlık devrilmiş Dini devrimle iş başına gelen şiíler Şahın gizli arşivlerini CUMHURİ İSLAM gazetesinde gün be gün yayılıyorlardı , Kürtleri nasıl alınmış satılmışlıklarını belgelerle yayınlanıyorlardı , işte o dünemde ta öteden beri kürtlerle ilgili inkar edilen belgelerde Şahın gizli arşivinden çıkarılıp yayınlanırken Ağrı isyanı ve sonrası küçük Ağrı ile büyük Ağrı dağlarının pazarlık edilişlerinide celali aşiretinin nasıl kıskaçta tutulması gerek planlarıda su yüzüne çıkarmış oldu İrandaki İsalm devrimi .
Not : Bu yazılarım ve kısaca yorumlarımdan dolayı hiç bir gerekçeyle beni polik zan altında tutmamalarını rica ederim , savaş karşıtı anlyışım ile bir birinizi sevin derim birbirinize nekadar önem verirseniz kemâlatta dereceniz o kadar artar .
Hepinizi seviyle selanlarım
Nebi güler
SUÇ DUYURUSU !..
Burdaki ismi geçen kişilerin , Kişilik haklarına saldırı kastı ile değildir , bilakis şikayetimdir , Bana fiilen yapılanlardır burdaki iddialar , ilgili mercilere ve sorumlulara malümattır .
İSVİÇRE ve ZAZAİSTAN ( Günümüzdeki Lozanlılar)
Geçmiş yıllarda Uyuşturucuyla olan mücadelemde , gençlere faydam olsun demiş idim , fakat bana pahalıya mal oldu , Devlet veya Devlet destekli güçler , bana elinden geleni yaptılar, fırsatını buluncada hālā yapıyorlar .
Nasılmı yapıyorlar onları sayalım ve sizde tedbirinizi alın , bu tür hışımlar sizede reva görebilerler , önce şunu tanıyın Altın hilāl nedir ? Altın Hilāl bir isimdir onu karanlık işlerdeki Asya ve Avrupa yolundaki yolcularada denilir veya Uluslar arası uyuşturucu trafiğide denilir , özetle bu demektir .
Neden beni hedef seçtiler ? orta yerde pek hālā pek çok Kürt Avrupada kıyak , kıyak yaşıyorda sen gibi bir kürt ozanı ve kürt dili ustası ikem neden sende huzur içinde değilsin ? diyenler elbette olacaktır .
Birincisi Dedelerim Ağrı isyanını ile Lozan konfıransı sonrası sınırı ilk tanımayanlardır ve ilk kez kürt dünyasına siyasi bir bayrak kazandırarak uzun bir Kürtlük geçmişine sahip bir Aileden olmamdır .
Bayrağın ilk ismi KESKE SOR idi yani gök kuşağından esinlenerek teşkikl edilip KANİKORK köyüne Ağrı dağı çevresi bir köyde dikerlerken el verdiğince bayrak renkleri , tonları gök kuşağının tonu gibi olması için o günün şatlarına ve imkānlarına göre hazırlamışlar ve dikmişkler , bunun sancısını ve acısını bana çıkartmakla güya intikam alıyorlar .
Sinsice saldırıları anlatıyordum ,tabi tarihin hatırlanması içinde bazı Aile öz geçmişimide hatırlatmalar olsunki okuyucu iklemde kalmasın , Durup durulan yerde kimse kimseye saldırmaz , bir sebebi olmalıdır , bunun için sitede KİTABET @ bölümünde siyasete girmeden Aile tarihim ile ilgili özetler verilmiştir .
Saldırganlarda nasıl ve hangi yöntemi kullanıyor , burası İsviçre medeni diye tanıtılan bir ülkede bana reva görülenlerdir, Devleti veya Devletleri zor durumda bırakan bazı kişileri ne edip , edip onu İsviçre dışından bir ülkeden İsviçreye gelmesi veya getirilmesi ,Ben örneğinde olduğu gibi sağlanıyor , bu gerçekleşirse planın ilk aşaması tamamdır demek .
Aşama aşama sonrası , kafayı deniştirme operesyonu devreye girer , örneğin ev , oda havalandırma mazgalından , mutfak koku arıtımı , tualet koku arıtımı mazgallarından içeri gaz sızdırmak veya eve gelen su borusundan dışardan su yolu ile ilaçlama yötemi veya alış veriş yaptığım yerlere girip oradan gıda yolu ile yan etkili ilaçlar yedirip , onu hastahanelik edilene kadar bu devam eder .
Hasta genellikle kafa sorunu yani psikolojik sorunlu olabiliyor ve akabinde o kişinin sağlıklı biri olmadığı yaygarası için ,ayaklı vede ayaksız kiralık basın yolu ile sağlanır , bunun yanı sıra o kişinin eski açıklamaları veya iddaları çürütme yöntemi devreye sokulur.
İşte bu kişi delidir veya aklı başında değildir damgası damgalanınca , kiralık basındanda destek sununarak o kişi boşa çıkarılır , yani bana yapılmak istenenler ve plan , tezgah budur , bunlardır .
Bu işleri genelde özel dedektifler humeniter adını kullanarak veya gerçek humeniter kurumlara sızarak kurbanlarını oradan temin ederler .
Saldırılar nöbet , nöbet olur , yani sürekli biri yapmaz , saldırıya maruz kalanın mahallesi yani oturum alanındaki her İsviçreli bu durumu bilir ama sesini kısar çıkarmaz .
Kimileride gırgır geçercesine çevrecilerin bayrağını evinin önünde dalgalandırıp kendini çevreci yani gerçekci , İnsancı görünümüyle emellerini , yüzlerini gizlerler .
İsviçrede şunada şahidim , dıştan bazı Devletlere tahsis edilen özel evler var , kendi ülkesinde iken biri eger Devletle sorunlu ise , onu İsviçredeki o evlere ikāmeti sağlanır , bu tutar ise artık kuş kafestedir , ama tarafsızlık var ? evet var hep sözde var olduğunu gördüm , kenardan köşeden bana saldırdıklarında tarafsızlık hep seyirciydi !..
Bana saldırı için iki bayan kiralanmış ve görevlendirilmişti bayanlara , korkmayın biz arkanızdayız siz itekleyin onu şu yere veya bu yere gerisi kolay dercesine dıştanda destekleniyordu , bunu sağlamanın ilk şartı kurban ile önce arkadaşlık ve dostlukluk sağlandıktan sonra sürdürülür , bazen kurbanın o çapraz saldırılarındaki şaşkınlığını ve son hāline bakmak için ve yakından görmekm için birileri çıkar , yine yardıncı sevecen roli ile gelenler olur , tabi bunlarında maksadı kurbanın son fikrini yoklamak ve bu bilgileri saldırgan tarafa aktarmakla , küçük çaplı bir ajanlıkta yürütülür .
Bundan korunmanın bazı pratik yanlarını bilen yabancılar var , var olmasına varda , onlar şeytanlaşmış kişilikleri ile başka yollarla saldırırlar , örneğil içlerinden bir kaçına deli raporu çıkarılmıştı , bu raporlular serbestce saldırır .
Adli bir durum ortaya çıkar ise raporlunun cezayi müeyyidesi yok yani ceza ile bağlıyıcı olan fiilller hapishanede değil , bir sağlık tedavi merkezinde bir kaç gün tedavili gözetimden sonra salınır ve tekrar görevini devam eder , kurban secen tarafsız beyler ve hanımlar .
Bana uygulanan buydu , Bana saldırganın birini hastahanedeki müşāhede altında tutulurken ziyaret bile ettim , hediye götürdüm ve utandı , yaptıklarına herhālde pişmandı , bu işlere yani yabancı karşıtı güçlerle aynı kulvarda bayrak yarışı yapanlar ,ve Müslümanlığa saldırmayı adet ve gelenek hāline getirmiş bazı alevileri , İsviçre kızıl hacı ile zamna zaman bir araya gelip kızıl kadeh tokuştururlar .
Ataların sözleri boşunamı ? hayır !.. Tencere yuvarlanır kapağını bulur , Biri kızıl baş otekisi Kızıl hac , Bende bir kez davet edilmiştim , şarap kadehini değilde limonatalı bir kadeh kaldırmıştım , bu kedeh daha sonra kaza süsü verilerek kafamda parçalmıştı .
Bir ara Baselde Alevi sorunu için Devletle masaya oturma girişimi oldu , sonra anlaşıldıki kürt davası içinde bazı Zazaistan fikirlileri buna yeltenmiş , tabi çabuk uyandı kürt alevileri , kürt davasını kaydırıp kaygan bir ortama kilitlemek , sonrası kolay , zaten onlar kendilerini kürt sanmıyor .
Kürt davası öylesi ellerde olma taktiği , Lozan biçimine benzeyen başka bir usul ile davayı orada sektelemek , boğmak , kürtleri yine kürt gibi olanlarla şaşkına çevirmek , māruz kalması tasarlanıyordu ve dayatılıyordu .
Sayın A. Öcalanda aynen böyle sahiplenildi ve bu tür yöntemlerle safdışı edildiğini bilmeyeniz yok herhalde , Sayın öcalana komplo sonrası ERNK aniden siyasal sahneden atıldımı ? saklandım ? bunun tefaruatlarını kürt basını girmedi veya geçiştirildi .
Sayın A. Öcalana komplo yapılmakla aslında sıra davaya koplo yoktu , bilakis davayı Öcalanın elinden almak başka ellere vermek vardı , Batı dünyasının normlarına bağlı , bu yollara sadık kişilerin veya yeni oluşumların devreye sokulması planı vardı , fakat kürt o eski kürt değil idir , bulardan kısa zaman sonra haberdar olacak ve hiç Öcalan fikrini bilmeyemlerde , onun kişilik hayranı olmasada fikirleri bir iksir ve bir çıkış yolu bilinciyle onları severek ezberliyeceklerdi .
Siyasetle dirilen kürt dünyası ayrı , ayrı partiler kursada tümü Öcalansız değildir , yanlız bir birilerine nekadar Öcalancı veya ne kadar kürdüstanlı bir öz geçmişleri varı , yoku veya cesaretler sorgulanıyor .
Dağda önür tüketen kürt gerillası , davasıyla donmuş , buz bağlamış , bunlardır Kürtleri cesaretle bu günlere getiren , şehirdeki bürosundaki veya iş yerindeki kürt değildir , Bu cesaretleri , bunları bire bir Yunanistanda kenarda köşede saz ile yaşarken , aynı buz ve karları açıkta naylon barınağımda ben ve arkadaşlarım soğuktan pişe , pişe getirenlerin cesaretidir onlara göz açtıran ve ayaklandıran .
Neden kürt davasını Zazaistan yanlısı çevrelere peşkeş yolu deneniyordu ? neden el deniştirmeler yapılıyor ? buda başka bir biçimde günümüzdeki eski Lozan taktiği kullanarak , kürtlerin kaderi yine çıkmaz bir sokağa getirilip bırakılma gayelerinde bu biçimde 1923 teki Lozanı örgütsel olarak kürt dünyasında tutmak , bir örgütü yaşatmak gerek , idame ettirmek bu çok elzemdi onlar için .
Fakat Rahmetli Şeh Sait toplu kırım idamında yaşı küçük olması sebebi ile idamdan kurtulan Şeh Abdurrahman efendiyle görüşmelerimde , Rahmetli Şeh Sait ile ilgili pek çok canlı anılarını anlatırken Şeh Sait hareketi bir Kürt Hareketidir , hiç Zazaistan gibi şeyler telaffuz edilmedi , Ben Zazaistanı Lavrio mülteci kampında duydum .
Ben Yunanistanda iken Lavrio kampında pek çok örgüt vardı onlar Zazaistan fikri bir tuzaktır , kürt gelişmesini sektelemek için kullanılan Lozanvari bir taktiktir , demeleride her örgüt hem fikirde idiler. Bunun nüvelerini İsviçrede görünce irkildim doğrusu , neden ? kürt davası içinde ani çıkış yapabilecek bir unsur sokulmuş ve tutulmuş ? Bunun mimarı kim ? diye çok sorulmuştu Lavrioda , Zazaistan fikri yanıtlanırken bunlar kürt davasını kenardan tutma yolu veya davanın kenarından köşesinden tutuyormuş gibi davranıp kendilerini dost oluşlarını inandırmak için yapılıyor demildi , Lavrio mülteci kampında .
Yani Zazaistan fikirli onlara Lozan örgütü bile diyen oldu Lavrio kampında . Kader o türden kumaşları İsviçrede Lausende karşıma çıkarınca , bu bir raslantımı yoksa tezgahmı diye çok düşündüm , raslantı falan değil idi , düpe düz tezgaztı , Bana yüzüme birlik ; hazırladığımız bu saflara katıl yoksa kurda , kuşa yem olursun , dercesine kendilerine çekmeler sık , sık oldu .
Ben ise politikacı değilim , politika sannaatı ben için yalan söyleme sanaatıdır Ben günde beş vakit namaz niyazla bu işin içine giremem , zaten elindem geldiği kadar kürt diline ve kültürüne hizmetim var , zamanım yok yanıtını verip katılmadım çağrılarına .
Bu çağrıyı yapanlar yıllarca PKK adıyla oturup kalkmışlar , pkk ise bellidir , kürtlük için var olduğu kadar diğer halklarada var olan bir parti anlayışını sergilediler , peki neden Sezar kuşatılınca bürütüsler daha belirgenleşti ? ve neden Zazaistan fikirli olanlara , hālis muhlis İsviçrelilerce , onlara pirim verircesine cesaretlendirdiler ?
Bu hālis muhlis İsviçrelilerden X kişi destekli daha Sayın öcalan Suryede iken ERNK toplantısına gönderilip ve orada öcalan Avrupaya gelebilirmi ? gelemezmi ? vede gelez gurubunun başlarını çeken kişilerle kol , kola hemde Bana kinayene adımlarla yürüyüşlerin yorumunu ilgililere bırakıyorum .Ben Tarih yazıyorum siyaset benim işim değil , kürt davasının Türkiye tarafındakilerin en güçlü birlik oldukları dönemde ben Yunanistandaydın , gördümki o günden bu güne kadar dağılmalar ve sonrası oluşumlar tekrar dağılmalar tekrar oluşumlşar bir birini izlerken bunun seyrini deniştirenler yabancılardı , hangi yabancılar ?
Bu yabancılar hālis muhlis İsviçreli gibi olan yabancılardı , hep arkadaş , dost ola , ola ve yardım edile ,edile içlerine sızıldı , kürt hareketine ve hani o eski böl parcala yönet taktiği yerine sahiplen koruma altına al besle sonra kurda kuşa yem et yöntemi uygulandı .
Kulandıkları kişiler zaman , zaman kürt olduklarını dile getirlersede , tipik yapıları hiç o kadar becerikli ve uyanık cinsinden olmayanlardı , Öcalan Avrupaya gelemez şartlar olgun değilidir işte bu kişilere söyletiyorlardı , Ben o tarihlerde Lausende kendini yakıp şahadete ulaşan rahmetli Bedirye taş gillerin mahallesinde Hofmatstrasse oturuyordum .
Bu dayatmanın arkasında hālis muhlis İsviçreli kişiler vardı , Benim Aile tarihimi , sitede yayınlanmadan çok önceleri , nerdeyse benden iyi bilenler vardı İsviçrede , Rolf kuster isimli bir adkadaşım var , bu kişiyi kullanmışlar ta Aile ve yakınlarıma gönderip ordan yerinden bilgi edinme ihtiyacı için , Rolfi affetim ama birdaha öyle naneler yeme diye arkadaşca nesihat ettim ( Kusura bakma Rolf kuster dostluğumuzun devemını arzuluyorum !..)
Başıma gelenleride tarihe mal olsun diye anlatıyorum , Ben şu veya partili vede örgütlü biri değil , dün beni nasıl tanınmış iseniz bugünde öyleyin , çok düşündüm bu pislikler bilinmesin , dostluklar zade almasın , dünyanın bu günkü çekişmeli ortamında başıma gelenleri , yakınlarım duymasın , fakat durmuyorlar .
Yarın belkde kendi suçlarını Avusturya veya Türkiyedeki gibi , boynuma atıtıp suçlu ve günahkār biridir o , dememeleri için yapılanlardan toplumu haberdar etmem gerek , tüm İsviçrelileri değil bazı unsurların nasıl İsnviçrenin kaderinide Benim şahsımda oynadıklarını bilinmesi içindir meramım .
Kısacası karanlık emelliler nasıl Sayın A . öcalana sahip çıkıp sonra onu kurda , kuşa yem ettilerse benide güya korumamız altındadır , onu koruyoruz , yardıma ihtiyacı var deyip sahiplene , sahiplene fakat saman altındanda su akıtıp huzur içinde yatmak isteyenin yatağını ıslatır gibi huzurumu kaçırıyorlar .
Al buyrun tanıyın Kızıl hac , Beni Yunanistandan evirip çevirip İsviçreye getirdi , Yunanistandaki kötü konsept grubundan olanınıda , Belediyelere sosyal işler görevlisi için atandı ve sonra ; Biz besledik pişirdik buyrun atıştırın dercesine , kurda kuşa yem edildik , yok öyle değil ise peki İsviçre tarafsız Yunanistanda o gibi işlerde ne arıyordu ve 14 yıldır ne diye resmi belgelerim ve yasal hakların verilmedi saklanıyor ?
Kürtçe leksikografisini hazırlamaya başlarken hiç bir yardıncı gelip sen bilgi sayarda yenisin , bilgisayar çalışma yönteni budur , veya bilgisayarın , sağlıklımı ? değilmi ? hiç soran olmadığı gibi ,kontrole çağırdığım hālde gelende olmadı , iki kez Doktorluk oldun , bir kez Basele kulak kontroline gittim yinede sorumlular bunu bildikleri hālde neme lazımcılık oldu .
Bilgisayarıma gelip düzenli çalışma için tehnik yardımlar edilmedi yanlız Devletin verdiği emekli maaşımdan kesip bazı bilenlere koştum teknik yardın istedim , öldürülmek istenilen kürt dilidir , yardımsız ve çaresizce kürt dilinin temeli yükseltiliyor , yoksa kürtlere laik değilmi bu temeller ?
Evet durunum bu , fakat şunu iyi bilmelidirler ben her halkın dostu ve kardeşiyim , hangi halka faydalı olacaksan ve elimden geliyorsa hiç bir güç beni yolumdan alıkoyamaz , faydalı olmaya her zaman bir İnsani görev sayarım .
Bakın bilim çevreleri ne diyor ; Her beş veya on yılda bir kaç lisan yok oluyor , yani bir milletin dili tarih sahnesinden siliniyor ve ölü diller sırasına geçiyor , bu durum hiçmi bizi ilgilendirmiyor ? bu acıklı durum için önlemleriniz ne ölçüde ? Komplolar yapılır ama o koplolar Kürt halkı ve diğer halkların tarihinde yazılır , günü gelincede hesabı sorulur , kul sormaz ise Allah cc sorar .
Bunu önlemek gerek , her insanım diyen elinden ne geliyorsa dilleri yaşatmak için birşeyler yapmalıdır , bu dünya barışındaki bahçeye dikilen bir fidan gibi olur . meyveleri gelecek nesillere yarar.
Bu gibi olalım , faydalı olmak , dürüst davanmak erdemliliktir ,benim başıma indirip parçalanan kabaklar yarın sizinde başınaza sırası gelince , işleri bitince belki daha büyüklerini indirip parçalayabilirler, zaten emellerine basiret gözü ile bakılınca her gün birinin kafasında kabak iniyor ve parçalanıyor .
Son söz Kürtlere hazm edemiyenler Milleti ünlemede takma isimler kullandılar Kart kurt ismini kullandılar ikinci takma isim mağra insanları benzetmeyi yaptılar en açısı ise Gerilladan biriyle sohbet ederkek mühtavası öğrendim KURO takma adı , bu takma zaza kürtlerinden çıkışlı idi Aleviler bu isim ile kürtleri çağırıyorlardı , yani KURO takma ismini kullananların akibeti belli oldu , Kuyruklu Kürtler Zazaistan fikride yine Zaza alevilerinden çıkışlmıştır , Kuro deyimi zaza kürtlerinden çıkmış Kürt ulusal Tarihine saygı ve hurmet edilmedi , Kurt ulusal davasını ikinci elde tutup Alevi sorununu birinci elde tutma devam ederse Kürdüstan beş yıldızlı halinden dört yıldızlı hale kayar , özetle yazdım bunları bir yere not edin .
Kürt insanı özellikle gençlik uyanmıştır böyle safsatalara madrabazlığa inanmadan özgürlüğüne koşuyor , Kim olursa olsun insan olma gereği doğru yaşamalıyım , ZAZAİSTAN fikrini ortaya atanlardan biriyle BASEL şehrinde karşılaştım soy adı DURAN bu kişi Zazaistan fikrini ortaya atanlardan biriydi , Konuştuk , pişmandı viçdan azabı yaşadığını dile getirdi , Bu fikiri Ankara'da polislerle birlikte hayata geçirmeye çalıştıklarını ve pişmanlığını defalarca dile getirdi , hayretle dinledim bir milleti bölmek içinde olduğunu bile bile yaptığının viçdan azabını çektiğini anlattı .
Tekrar edeyim iyi kavranılmasını istiyorum Eğer Kendi dini inancını Birinci sorun deyip Kürt ulusal davasını ikincil tutmak istenilirse Kürt milletinin sevdası ve Kürdüstan beş yıldızdan dört yıldıza kayar , peki ne yapmalı yapılması gerekeni ne olmalı ? olur yanı şu daha pişmanlıklar bir birini izlemeden bu gün bu gibileri politikadan men etmeli , fırsat verilmemeli , kendilerine fayda, menfaat çıkarı içinde olanların tetbiri alınmalı , Kürt miletinin adını kirletenlere bu elzemdir , bunu özellikle Avrupalı doslarımızdan bekliyorum , Kürt milletine böylede yardım etmiş oluyorsunuz .
Saygılarım ile !
Saldırı var saldırı medeniyet bahçesinde hurya .. saldırı !..
Köstebeğemi ? dedi hayır, şaplattı ve gösterdi çıplak baldırı (!?)
Nöbetleşe , nöbetleşe gizli ve sinsice ... Kürde baş kaltırmayın !.
Mevsimler kurak , kurak yeşertmeden savdılar o güzelim baharları .
***
Para ; Kağıttan ve demirden muhteşem bir saray
Oturmuş içinde bayan ile bay , nedimesi hay hay
Penceresinden görünürdü bir gece kondu kenarı
Cevresinde koşardı neşe , parmakla değil göz ile say .
Hepinizi sevgi ve saygıyla selāmlarım !.. Allah münāfıkın hışmından İnsanlığı korusun .
Nebi güler
2 / 10 / 2006
MEDENİYETİN ÖLÇÜSÜ İNSAN DEĞİLDİR , İNSANLIKTIR.
KÜRTLER YASAL İNSANLARDIR !..
KÜRTLER İNSANİ KANUNLARI KENDİ AR VE NAMUSLARI KADAR GÖZETİRLER .
KÜRT VE DÜSTUR EŞ ANLAMLIDIR .
FERHENG www.elat.ch