KÜRT BAYRAĞI

2 / !5 / 06
Maku şehrindeki katliam

TANIYORUM  ONLARI  , ONLAR MĀTEMDE BİLE  , GOVEND TUTUP ZILGIT ATARLAR .

Buradaki yazılarımı şu veya bu nedenle hiç bir politik nedene bağlanamaz beni  , bize yani  Akrabalarıma vede Tarihte Ailemize olanlardan dolayı olduğu için yazıldı , Doğrudur siyasi bir vakadır .
www.elat.ch
Site yanlız Kürt dili ve Kültürüne vede Tarihine  hizmet içindir , ancak doğrudan bana ve aileme , akrabalarıma yapılan bir zulmide kulak ardı edemem çünkü bende kendi akraba bağlarıma bağlıyım .
Nice ihanetleri tanımışlar nice haksızlıkları yaşamışlar fakat hiç bir zaman kürtlüklerinden ödün vermemişlerdi seve , seve  ölüyorlardı  , kürtlük sevdasının  teysiri ile acılarını teskin ediyorlardı . Muhabirler haber geçiyordu  MAKU ŞEHİR MEYDANI   KANLA   YIKANDI yankısı bile dünkü kaderleri gibi yankılanmıyordu .
Makuda katledilenlerle ile kez 1979 yılı baharında tanışmıştık , Ben 1979 yılı sonlarında  Ağrı dağı civarıdaki akrabalrınım yanındaydım , İrandaki Şahlık devrilmek üzereydi , Kürtlerden bazı çevreler şīi hareketine katılmışsada çoğu o eski kürtlükleri ile temaşakardılar .
Bir yıl kadar kaldım o  nadide İnsanlarla ,Baharın gelişiyle karaçadırları yüklenmiştik  ver elini yüksek yaylalara , bizim yaylamız Qerexaç köyü ile Golle xane arasındaydı , o güne kadar yaylamız var olduğını duymuş idim fakat ilk kez o yaylamıza ayak basmış yeni görüyordum .
Çünkü Ailemiz Ağrı isyanı yüzünden isyancılar ile birlikte Aydın iline ve köylerine  sürülmüşler . ben Dünyayı oralarda tanımaya başladığım için  Ağrı dağlarının yaylalarını ilk kez görüyordum .
Ayrıca  Trakya bölgesine sürülen akrabalarımda  hepsinin Baba ocağı Ağrı dağı ve çevresidir , Ben misafir gibiydim ata ocağında , ordaki akrabalarım beni çoğu kez Hiqyat anlatarak güldürürlerdi .
Bana çok ilginc bir Kedi ve Köpek hikayesinide anlatmışlardı , hikaye anlatılmadan önce Ağrı isyanı liderlerinden bizimde akrabamızda sayılan Hacı Musanın Rahmetlinin bir ihanete kurban gidişinide anlatmışlardı .
Hacı Musada ailesi ile bizim ailemiz gibi Aydın ilinin bir köyünde sürgünde  iken , sürgün yerinden Medeni isinli biri ile Ağrı yöresindeki evlerine dönerken yolda hacı Musa tuzağa getirilip öldürülüyor .
Bu ihanetten bir kaç yıl önce tanınan bir isimdir hacı Musa , hacı Musa ve arkadaşları Kürt bayrağını  ilk kez Ağrı isyanıda  önderlik eden Merhumlar İhsan Nuri paşa , İsmaile Sımko , Kör Hüseyin paşa ,  gibi şahsiyetlerle  gök kuşağından esinlenerek bir bayrak hazırlıyorlar ve Kanikork köyüne dikiyorlar .
Bayrağın aslı alttan üste doğru şöyle  YEŞİL , SARI , KIRMIZI  hāliyle dikip sınır ihtialafını gidermek için referandun isteniyor fakat yanıt savaşla oluyor .
Oradaki kürtlere CELALİ KÜRTLERİ denilir , sürgünlere tabi tutuluyor , İranı iç kısımlarına Tebriz , Tahrana , Türkiyedekinler  EGE , TRAKYA bölgelerine sürülüyor , bunları yazan Ben Nebi Güler de işte bu sürgün ailesinin bir ferdi olduğumdan bunları kendi özgeçmişin anlayışında yazdım .
Bu tarihimiz bizzat kendi aile büyüklerimden Bana çok kez anlatıldı ve ihanetin nasıl ne bicin ortaya çıktığını bir , bir  oradaki yaşlılar pratik yaşantılarından alıntılar yaparak  anlattılar .
Ağrı isyanını bizzat gözleri ile gören , ve sonra sürgün olup daha sonra tekrar o topraklara dönen , bir kaç canlı şahidi ile tanıştım , biri Rahmetli Yusuf muşamayi ki Anne tarafındaki dedemin en küçük kardeşiydi kendisi  köyü İran sınırı içinde XulXule köyüdür .
Yakın Kürt tarihinin canlı sayfalarıydılar  , çok badire nice çilelerle yoğrulmuş hayatlarını anlatırlraken ,dilleri ifadede yetersiz kalıyordu hāl dili ilede ilaver ederek gördükleri zulümleri çay sohpetlerinde anlatırlardı .
Zilan soykırımını harfi , harfine bilenlerdi , hālen  oğulları sağ , kimisi Maku şehrindedir , yanlız katliyam zilanda değil  , makunun güney yakasında yayla yolu üzerindede bazı toplu mezarları bana gösterdiler , kuru dere içine topluca yaz mevsiminde gömmüşler ,sonra  kışın ,veya baharın akan sular ve aşınan toprak kemikleri görülebileçek şekilde dışarı çıkık hāllerini yazın yayla dönüşünde amcamın kızı gizlice bana gösterdi .
.
Ben bu yazıyı tuşlarken daha dün  15 şubat  kara  gün kınama gösterisinde maku şehir meydanında yaylın ateşiyle topluca öldürme olayı oldu , bu olayda ölen ve yaralananların çoğu akrabamdır , yani Zilan ve diğer katiamlardan kurtulanların torunlarıdır hepsi .
Tarihteki katliamlar sanki bir gelenek gibi sürüyor , Dünya gözü önünde , bu katliamlar ve sürgünler hiçmi LOZAN SINIR KONFRANSI  gibi Uluslar arsı maslalrın yanlışlığını dile getirmiyormu ?
İnsanlığa ihanetin  , uluslar arası yanlışlıkların getirdiği kaos sonucudan kaynaklanmıyormu ? kürdi  kürede ihanet ettircesinede sürmesindede hiçmi yanlışlıklar uluslar arsı masalarından  kaynaklanmıyor  ? 
Yaşanılır bir Dünya olması yanlız bir kıtayamı (?)
Yoksa yanlız bir milleteme olmalı (?) 
Diğerleri bu Dünya milletinden olması için kendimize tanıdığımız , kendinmize ön gördüğün şeylerin olması için sözde değil pratikteki varlığımız ne derece ?
Yanıtı aranan başlıca sorunlardan bazıları buyken , birde Ben  1979 da Kürdüstanda iken  bugüne kadar ne yazıldı , ne çizildi önemli bir kişiden bahs emekle hem kürt Tarihinin yakın geçmişindeki karanlıkta kalması istemediğim yanlarınıda tanıtmalıyım .
Ağrı bölgesi hemen her kuzeyli kürt siyasilerin siyasi malzemesi olagelmiş , ama o yörenin nice kahramanını , nice Şehitlerini , nice Tarihlik olaylarını  isimlerini kendi parti yayınlarında söz etmekten kaçınık oluşları sanki bir şeyleri gizliyormuşcasına siyaset yapıyorlar gibi izlenim veriyorlar .
Rahmetli Şeh Said idamından yaşı küçük olduğu için idam edilmeyenlerden , şimdi rahmeli olan Şeh Abdürrahman beyle tanışmıştım , gözleri pırıl pırıl idi , saçları alev renginde , evinde konuk eksik olmayan canlı bir Tarihti .
Beni kapıda karşıladı , kendi divan benzeri oturma köşesine buyur etti , bende  o yer size laik ben şurda bir yerdede oturabilirim dediysende , o konuşmayı sürdürdü  Ben o yeri sana sen olduğun için vermedim senin  Kürt diline kültürüne ve Tarihine verdiğin önemden dolayı kendi divanıma buyur ettim dedi .
Şeh Abdürrahman  idamdan nasıl kutulduğunu mahkemenin ve mahkeme öncesi pek çok olayın canlı şahidi olduğu için , her olayında zulm , kan , badire ile örülü oluşlarını  anlatırken sanki yine görüyormuş gibi , yaşıyormuş gibi anlatıyordu , sanki mānen bir savaştaymış  gibiydi hāli .
Pek çok Kürt şahsiyetinden söz etti , onları tek ,tek not etmediğimin pişmanlığını hālā hissediyorum , Fakat oğulları ve kızları ( Igdıra bağlıydı 1979 da) Hasanhan köyündedirler  onlarda  babalarının başından geçenleri benden fazlasıyla biliyorlar .
Kürt siyasiler , bu yöreden Kürt bayrağını almış başka şekiller vererek kullanmış yine Şeh Said gibi tarihi birini  siyasette kullanırlarken , onun idamından yaşı küçük olduğundan dolayı kurtulan birinden söz etmeyi değil  tanımadıklarını öğrenmek ne tuhaf şey olsa gerek .
İhanet ; fakat ihanet tek yönlü bir şey olmadığını onun çok yönlü bir musibet olup kürtlerin içine ta öteden beri kasıtlı sokulduğunu canlı tanıklardan dinledim , bugün değil dünkü Ağrı isyanını yaşıyan İnsanlardan .
İhanet önce menfaat ortamında başlar dediler , eger o oyun tutmazsa  bu kez namus lekeleme oyunu devreye girermiş , oda tutmazsa ,bu kez  sahte ispiyonculuk varmış oyunu ile kürt büyüklerini bir birine düşürmeyi denerlermiş , oda tutmazsa , bu kez yaylaların ta öteden beri ufak tefek kendi sorunlarını büyütüp onları çatıştırıp zayıflatma hesapları edilirmiş.
Rahmetli Hacı Musa ihaneti sonrasında akrabalarımdan Rahmetli  Amcam Ali keleş , bir Kedi ve Köpek hikayesisi amlatmış idi , Türkçeyle yazmayı denedim fakat māna bakımından Kürtçe kadar mānalı olmadı  kürtçe ile yazsam daha iyi olur .
Hikaye daha çok  yardakcı , veya yağcı karakterleri dile getirir biçimindeydi ,  liütfen hiç kimse üzerine almasın ve gücenmesin gönül kırğınlığı  getirmez  niyeti ile   olduğu gibi yazıyorum , yazmalıyın kürt kültürüne mal olmuşları , oradaki kürtlerin  karakteri farklıdır  MATEM’ de bile GOVEND tutup zılgıt atarlar .
Dileğim İnsanları İnsan gibi  görmektir .
Sevgiyle kalın
*********


YAŞLI BİLGE


Rahmtli Ali keleş amcamın  anlattığı  hikaye  fakat hikaye ile Hiqyat aynı şey gibi görünsede  Hiqyat daha zengin anlam içerikli bir kelimedir .
Bu hiqyatı  anlatıldığı yer tam İran ve Türkiye sınırındaki Golle xane yaylalarıydı , kara çadır  altında oturuyorduk , semaver çayı içiyorduk ,
sınır yanı başımızda  silah sesi dutulacak kadar yadındı .
Amcam sınıra bakarak şöyle sürdürdü .
Bazı insanlarda çıkan sorunların ana kaynağını tam kavrayamadığımız için kör dövüşüne benzer dövüşler ederiz , Bizim buradaki sorunların çoğu LOZAN ’da çizilen şu sınırdan kaynaklanır  , diye elini uzatıp sınırı gösterdi .
Sınır Ağrı isyanı sonrası İranın elinde olan küçük ağrı dağı daha sonra ,Kürtleri bir kıskaçta tutmak için Türkiyeye devrediliyor .
Yani  alavere dalavere KÜRT  Mehmet nöbete anlayışı ile ,Lozanda  çizilen sınır  iki devletin ortak hareketi ile yeri deniştiriliyor , Peki böge Devletleri ne  diyor bu denişikliğe onun çevabı  hala net değil .
Kış ve yaz oranın insanı sınır boyu her yerleşim alanında  , sınırın diğer tarafta kalanlarla birincil kan bağı bulunan insanlardır .

 

Akrabadırlar , sınıra takan yok , çünkü pasaport ialmak için kaynakları kısıtlı ve bürokratik işlerden anlayan çok kıt , bu insanların çoğu Ağrı isyancısı bahānesi ile  sürgünlere gönerilmişsede, kısa zamanda  sürgünde olanlar tekrar kendi yurtlarına  dönmeyi başaranlarda vardı içleriçnde .
Kısacası bir aşiretin arasına çekilen sınır , çok derin yaralar açmıştı ,yaylaları ve köyleri aynı sınırlar içinde değildi , onları dinlediğimde gözlerim yaşardı , hıçkırıkları ile kesilen sözcükkler bana bu anlatının  eksik yanı var ,  fakat fazla yanı yoktu gibiizlenim veriyordu , anlatılanlar doğruydu , çünkü başka yerdeki , başka obadaki yaşlılarda benzer şeyleri dillerinden döküyorlardı .
İşte amcamın anlattığı bu hiqyat yanlız kürtleri değil , tüm o yöre insanını betimliyerek anlatıyordu , sınırın nekadar insafsız bir sınır olduğunu şu hiqyat ile dile getiriyordu Bizi kedi köpek yerine komuşlar .



ZİLAN SOYKIRIMI ve O YÖREKİ KALİAMLARI  DİLE GETİREN HİQTAT

HİQYAT= FABL
Kûçık  û  Pışik

Kûçık = Pışika qırnawuk çıma erdë usa dıkoli ?

Pışik =Kewt , kawtok ne bihna ne baş gereke bë çelkırın , anji bë xınımandın , desteteji heye guyaxwe tuji çelke , bınıxımine , xweliya ser hestiya veşarti çelbûyi venerım , hestıyateyi  çel  bûyi   Ä  derehanëye  de bëje ka kë nan kore ?

Kûçık = Devra ez malë dıpëm  , ez mıqata  malëme ,  serma ba bager gı parxanamıdıxe  de tu bëje ka kë nankore ?

Pışik = Serma devra  të  hıdırji ,  ezji nehëlım serma parxane malxe malëxe , dıçım rû tehela wi radızem , pë pûrtaxwe  parxana xweyaxwe germ dıkım  de  tu bëje ka kë nankore ?


Kûçık = Ez nehëlım dız û kelledız tëkevın malë , xwe seraxu devra tenë bervi dıjmına şerrëdame de tu bëje ka kë nankore ?


Pışik = Ezji hema tım ne xewëdame , heyşarım , dıpëm , mıqati  hındıre malëme  nehëlım mışkek tëkeve malë !
de tu bëje ka  kë nan kore  ?


Kûçık =Navamı gurëxe , dıranam nota şûrane  ,de tu bëje  notamı mertal qe heye ?

Pışik = Lë  ez ;  xweyamı ça mı baveje , tım ser çar piya dıkevım , hıldıkışım ser dara , dûr dımehrım  dûrimalë , şeveji çevam dıbırıqe , tışteki xeter heye , anji tunne  de tu bëje notamı qılalivan qe heye ?


Kûçık  û pışik  bahsa merxasiye pır zëre kır .
Şër , pılıng mederëdawe  dıkeve  para kë  xatır ?
Çiya Gıri *  vıra  ez  vıra , konna reş  zozanada ...
De bëje  disa  kë  hılda  vegırt dılaxwe pëva  şakır ?

* Çel ; Bazı şivelerde  Çal denilir  mānada  çukur demektir .
* Gıri ; Bazen yörede  Ağrı dağının ismi  Çiya agri değilde Çiya gıri  dendiğide  oluyor .
Saygılarımla ve Sevgiyle kalın
11 / 4 / 05










FERHENG www.elat.ch